Yoruldum. Çok yoruldum. Çok üzgünüm. Çok fazla üzgünüm. Kendimi o kadar çaresiz o kadar paramparça hissediyorumki. O kadar yarım o kadar eksiğim ki. Tamamlayamıyorum içimdeki boşluğu. Ağlamak istiyorum bağıra bağıra ne varsa içimde kusmak istiyorum. Anneme babama çok öfke doluyum içimde koskoca bir enkaz bıraktıkları için. Beni bu hale soktukları için en çok onlara kızgınım. Hayata kızgınım. Ben mutlu olmayı bile bilmiyorum. Ben doğru sevgi nedir bunu bile bilmiyorum. Çekirdekten öğrenmez mi bir çocuk huzuru sevgiyi mutluluğu. Ben bunları görmedim ki. Ben evindeki kaostan kurtulmaya çalışan huzuru dışarıda arayan cahil bir çocuktum sadece. Benim kimse elimden tutmadı ki. Kimse yanımda olmadı. Herkes var olduğunu sandı. Ben sağlıklı iletişim kurmayı bile öğrenemedim. Hiç istemediğim asla öyle olmayacağım dediğim ne varsa aynı o karaktere büründüm. Yoruldum. Anlaşılmamaktan. Doğru sevgiyi gördüğümde bile vücudum ters tepki veriyor. Herkese herşeye tepkisel yaklaşıyorum. En çok zararı kendime veriyorum. Herşeyi ama herşeyi hep içimde yaşıyorum. En yakınım dediğim insan bile içimde hissettiğim hiçbir şeyi bilmiyor. Zaten içimdekileri anlatsam da ben yine de ona göre hep yanlışım. Benim zaten kimseye göre doğrum yokki. Ben asla nerde nasıl davranacağını bilmeyen biri değil miyim zaten. İnsanlar beni hep susturabilmeyi benim ağzımı laflarıyla kapatabilmeyi hep başarmışlardır. Çünkü ben kaba saba yanlış bir insan olduğum için onlara göre ben hep bağıran öfke kusan bir insanım o yüzden bana hiç şans vermez kimse. Hemen hakkımdaki hükümlerini verir kalemimi kırarlar. Beni yargılamadan infaz ederler. İşin garibi ben infaza o kadar alışmışımki bir süre sonra hak veriyorum onlara haklılar diyorum. Yine kabahati kendimde bulup tek başıma ceza çektiriyorum kendime. Ama kimse de gelip sen tek başına cezalandırma kendini ben senin yanında olucam demiyor. Çünkü bu kimsenin işine gelmiyor. Öyle anlar geliyor ki herşeyim diye hitap ettiğin insan bile herkesten kolay kırıyor senin kalemini. Hiçbir şey koymuyor da en çok koyuyor bu insana. Ama ben ne demiştim yıllar önce biz acı çekmeye aşığız. O kadar içimize işlemiş ki değersizlik duygusu. Bana bir cümle kurmuştu 'Sen çok farklı bir şeysin benim ihtiyacım yok ama şu yeryüzünde sana göre de bir psikolog olduğunu sanmıyorum' demişti. Ben kendime çare arayıp yardım isterken bile bana hüküm verildi. Çığlığım duyulsun istedim. Yardım istedim. Çözülemeyecek bir şey yok dedim. Gelecekteki yaşamım için iyileşmek istedim. Kimse elini uzatmadı. Benimle çok iyiyken bunları dile getirdiğimde senin terapiye ihtiyacın yok sen öyle sanıyorsun denilirken, ama en ufak sorun çıktığında ben dünyanın en psikolojisi bozuk insanı olarak anlıyorum. Ne garip değil mi? İyiyken herkes çok iyi kötüyken bir anda en kötü insan ilan ediliyorsun.
Yakınımda ne kadar insan varsa ümidim kesildi. En çok da ona.. Herşey tamir olurmuş ama kırılan kalp asla. Söylenen her sözün önemi çok büyükmüş..
Ama artık hiçbir şey benim öfkem kadar büyük değil. Ben yalnızım hep yalnızdım. Hep yalnız hissetmeye devam edeceğim. Bu yazıları okuyan sizler bile beni anlamayacaksınız.
Bu yazı bir öfke yazısıdır. Daha neler yazardım buraya herşeyi açık açık yazmayı çok isterdim. Şöyle bir ağız dolusu bir siktirin gidin demeyi çok isterdim. Ama ben kibarca diyorum ki.
Ne haliniz varsa görün..!
Yorumlar
Yorum Gönder