Döndüm. 2 ay oldu buralara uğramayalı. Defalarca elime aldım bilgisayarı yazmaya çalıştım fakat yazamadım. Bir kaç cümle yazdım sildim yazdım sildim .Olmadı işte..Tekrardan yazma gücü bulabilmişimdir herhalde artık. Bu sürede kendimi dinlemek için epey bi zamanım oldu. Sanırım hiç bu kadar kendimi kapatmamıştım. Bu süre çok fazla düşünceli olduğum, duygu değişimlerimin yoğun olduğu bir zamanı dilimiydi. 2 ay önce bir yakınımı kaybettim. İsmi Barış'tı. 17 yaşındaydı daha. Hayalleri vardı onun da herkes gibi. Ama kısmet olmadı işte. Gittiği günün akşamında ziyaretine gitmiştim. O gün eve dönerken içimde hep kötü bir his vardı sanki gideceğini anlamıştım. Ama olmaz öyle şey daha gencecik ,bir de insanın tanıdığı bildiği biri olunca konduramıyor kabul edemiyor işte. Sanki hala gitmemiş hala bir yerlerde duruyor..Umarım gittiği yerde huzurludur. Bu benim çok fazla etkilendiğim bi olaydı. Barış benim hayata daha farklı bakmamı sağladı. Elimdekilere şükretmeme,onlarla mutlu olmayı anlamama sebep oldu. Hani diyoruz ya her zaman her şeyin başı sağlık diye. Bu sözün ne kadar önemli olduğunu asıl o zaman anladım. Bazen derdimizi bile dert gibi görmeyip o derdi bağrımıza basmayı öğrenmemiz lazım. Ama insan oğluyuz işte şükretmiyoruz hiçbir zaman mutlu olmuyoruz.
İnsanlar bana hep karamsar yazılar yazdığımı söylüyorlar. Neden diyorlar,neden mutsuzsun diyorlar?.. Bazen ben de soruyorum bunu kendime. Fark ettim ki benim ilham kaynağım acılarımın ta kendisi. Bizim gibiler acının ta kendisine aşık ,acıdan beslenen ,aşkın ta kendisine aşık kimselerden başka bir şey değiliz biz. Bu yüzdendir üzülmekten vazgeçemeyişimiz. Oysaki bende biliyorum karanlık dünyamı aydınlatan çok sebebim var. Ama diyorum ya biz acılara aşığız. İnsan aşkından vazgeçer mi? Geçmez. O yüzden benden musmutlu yazılar yazmamı beklemeyin. Çünkü mutlu olduğumda o an'ı doya doya yaşamaktan başka gayem yok benim. Mesela mutlu olduğumda yerimde duramıyorum. Gülücükler saçıyorum etrafa. O an'da kalmak istiyorum. Mutsuz olduğumda ise kendimi yalnızlığımla başbaşa bırakıyorum. Ve hislerimi sizlere aktarıyorum. Ne demiştim gücümü acılarımdan alıyorum. Sanki acılarımmış yaşatan beni. Belkide beni ben yapan budur. Benliğimi ben yapan yaşadıklarım oldu her zaman.
Gün içinde sık sık düşünüyorum kafamda cümleler oluşturuyorum bloguma yazmak için. Fakat yazı yazmaya oturduğum an silini veriyor herşey. Fark ettim ki yazmayı dahi istemiyorum artık. O denli kapatmışım kendimi. Kendimi şiirlere verdim. Her gece ama her gece uykuya dalmadan önce ünlü yazarların şiirlerini okuyup kendimi o şiirlerde kaybettim bir süre. Sonrasında kendimi tekrardan bulmakta zorlandım mı? Zorlandım tabi. Yeterince sinirli ,yeterince duygusal. Lohusa depresyonuna girmiş gibiydim.
Ama sanırım kendimi yavaş yavaş toparlamaya başladım. Ve yeniden aranızdayım. Belki aranızda beni düzenli takip edenleriniz vardır. Epey bir ara vermiş olsam da yeniden buradayım...
Gün içinde sık sık düşünüyorum kafamda cümleler oluşturuyorum bloguma yazmak için. Fakat yazı yazmaya oturduğum an silini veriyor herşey. Fark ettim ki yazmayı dahi istemiyorum artık. O denli kapatmışım kendimi. Kendimi şiirlere verdim. Her gece ama her gece uykuya dalmadan önce ünlü yazarların şiirlerini okuyup kendimi o şiirlerde kaybettim bir süre. Sonrasında kendimi tekrardan bulmakta zorlandım mı? Zorlandım tabi. Yeterince sinirli ,yeterince duygusal. Lohusa depresyonuna girmiş gibiydim.
Ama sanırım kendimi yavaş yavaş toparlamaya başladım. Ve yeniden aranızdayım. Belki aranızda beni düzenli takip edenleriniz vardır. Epey bir ara vermiş olsam da yeniden buradayım...
Yorumlar
Yorum Gönder