Ana içeriğe atla

Yaralı Kuşlar

Yaralıydı. Bir kuş misali. Kanatları zarar görmüştü. Özgürce kanatlarını çırpmak isterken nasıl yapacaktı ki bunu? Olduğu yerde saplanıp kalmıştı. Ta ki biri onu bulana dek..Yarası kanıyordu, zaman geçmesine rağmen hala kanamaya devam ediyordu. Onu kurtaran kişi de biliyordu yaranın kolay iyileşmeyeceğini fakat onu iyileştirmeye kararlıydı. Kuş kurtarıcısına tutundu. Çünkü kuş biliyordu onunla ayrı yerlerde aynı hayallere kapılmış , onunla ayrı yerinden vurulmuş fakat aynı yerinden kanayan aynı yerinden acıyan iki aşık olduklarını. Adam kızı bir kuş misali aldı yarasını sardı kanatlarını iyileştirdi. Ona yeniden uçmayı öğretti. Zamanı geldiğinde onu gökyüzüne özgürlüğüne gönderdi. Kız bir süre özgürce kanat çırpmaya devam ederken dayanamadı geri döndü. Hangi insan ya da varlık sayesinde özgürlüğüne kavuştuğu insanı unutur ki? Kız minnet ediyordu Adama. Onu kahramanı olarak görüyordu. Korkuyordu onu kaybetmekten. Kızın bilmediği bir şey vardı; kanatları zarar gören tek o değildi. Onun da zamanında kırılmış kanatları,iyileştiren olmamış.Kendisini tek başına iyileştirmiş fakat izi kalmış. Bunu fark eden kız tam gidecekken vazgeçti. Çünkü onu terk edemezdi. Onu iyileştiren Adama ihanet edemezdi. Ona hayatını yeniden bahşetmesine karşılık o da bütün hayatını Adama adayacaktı. Kadın hayrandı. Hangi iyiliği yapmıştı da böyle biri çıkageldi hayatına? Mutluydu. Sahi mutluluk neydi ? Mutluluk onun o gözlerinde saklıydı. Bazen puslu bakardı gözleri kız aldırış etmezdi . Ondan gelecek her şeye kucak açıyordu. Adam korkuyordu yarasını iyileştirdiği kalbin yeni yarası olmaktan. Onu yeniden üzmekten özgürlüğünü elinden almaya korkuyordu. Bazen kendinden uzak tutmak istiyordu ama beceremiyordu. Çünkü kızda tarifi olmayan bir şey vardı ve o hisse kapılmaya başlamıştı çoktan.Ay gibi teni vardı. Aralarında anlatılamayan bir çekim vardı. Bu his onların sonunu getirecekti. Fazla sevgi ve bağımlılık birbirlerini itmeye sebep oluyordu. Biri başka bir şey söylüyor diğeri onu anlamıyordu. İkisi de farklı gökyüzünde uçmak istiyordu. Düşünemedikleri bir şey vardı gökyüzü bir taneydi. Peki nasıl paylaşacaklardı aynı gökyüzünü?
İkisi de birbirlerini terk ettiler. Adam kızın kanadını kırdı. Fakat adam kıza her koşulda uçmayı öğretmişti kız bunu hatırladı ve kırık kanadıyla gökyüzüne tırmandı. Kız ise adamın yarası olmuştu. İzi kaldı hiç geçmedi. Adam gücünü toplayıp kanatlarını çırpmaya başladı.
Her ikisi de  aynı gökyüzüne fakat farklı yönlere uçtular . Vazgeçmediler. Mutluluğa giden yolda kanat çırptılar..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yeniden Burada

İşte yine her zamanki yerimdeyim. Güzel Bursa manzarama bakıyorum. Uzun zaman olmuştu şehri böyle uzaktan izlemeyeli. Çok şey değişmiş gibi duruyor buradan bakınca. Tabi en çok da ben.. İnsan her seferinde aynı yerden defalarca kez kırılabilir mi? Kırılıyor işte. İçimdeki inanç ve güven duygusunu kaybettim. Yıllardır hissetmiş olduğum bu hisler peşimi hiç ama hiç bırakmadı. Belkide mutluluğu haketmiyorumdur. Ya da en çok ben hakediyorumdur fakat mutlu olmayı bilmiyorumdur?? Kalbim o kadar kırıkki  ben ise hala o kırık parçaların üstünde çıplak ayaklarla kanaya kanaya yürüyorum. Böyle nasıl anlatsam göğsümün derinlerinde uzun zamandır hareketsiz kalmış bir volkan var, püskürtmeyi bekliyor içindeki ateşi. Ama benim ateşim sadece beni yakıyor. Önceden sık sık yazılar yazardım bu bloga, yazacak şey de bulurdum bütün duygularımı dökerdim. Bu yazmadığım sürelerde her şey içimde birikti. Böylesi daha zormuş insanın konuşmaması. Sahi konuşamamak, anlatamamak, anlaşılmamak ne zor bir şey mi...

Öfke

Yoruldum. Çok yoruldum. Çok üzgünüm. Çok fazla üzgünüm. Kendimi o kadar çaresiz o kadar paramparça hissediyorumki. O kadar yarım o kadar eksiğim ki. Tamamlayamıyorum içimdeki boşluğu. Ağlamak istiyorum bağıra bağıra ne varsa içimde kusmak istiyorum. Anneme babama çok öfke doluyum içimde koskoca bir enkaz bıraktıkları için. Beni bu hale soktukları için en çok onlara kızgınım. Hayata kızgınım. Ben mutlu olmayı bile bilmiyorum. Ben doğru sevgi nedir bunu bile bilmiyorum. Çekirdekten öğrenmez mi bir çocuk huzuru sevgiyi mutluluğu. Ben bunları görmedim ki. Ben evindeki kaostan kurtulmaya çalışan huzuru dışarıda arayan cahil bir çocuktum sadece. Benim kimse elimden tutmadı ki. Kimse yanımda olmadı. Herkes var olduğunu sandı. Ben sağlıklı iletişim kurmayı bile öğrenemedim. Hiç istemediğim asla öyle olmayacağım dediğim ne varsa aynı o karaktere büründüm. Yoruldum. Anlaşılmamaktan. Doğru sevgiyi gördüğümde bile vücudum ters tepki veriyor. Herkese herşeye tepkisel yaklaşıyorum. En çok zararı ken...

KABULLENİŞ

   Anlamadınız! Hiç biriniz gülüşlerimin arkasındaki hüznü görmediniz. Kaçışlarımı anlamadınız. Neden kaçtığımı, neyden kaçtığımı bilmediniz. Ya da farkedemediniz. Belki de bunun için çabalamak istemediniz zaten böylesi de işinize geldi. İçimden hiç birinizle konuşmak gelmedi. Anlatmayı istemedim. Çünkü anlatsam da sadece tek bir saat benimle birlikte üzülecek ah vah edeceksiniz. Sonra hayatınıza devam edeceksiniz. Peki ya ben?    Yoruldum. Hepinizden, herşeyden, herkesten..Neden yorulduğumu anlatmaya bile takatim yok. Üzülüyorum. Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi bi acı var içimde. Tarifini yapamadığım, koskoca boşluk bi his.. Daha yirmili yaşlarımın ortasında hayata dair bütün heveslerim yok olmuş. İnsanlığa karşı bütün inancım yok olmuştu. Anlaşılamamak.. meğer anlaşılamamak, diğer bütün o kötü hislerden daha kötüymüş. Bunu kendimi anlatmak için çırpınırken ruhumu parçaladığımda anladım. Beni buralara uzun zamandır getirmeyen şey ne ise uçup gitti. Özlemişim yazarke...