Ana içeriğe atla

Acı.

Bu acı öyle bişey ki anlatması konuşması zor. Özlüyorsun ama elinden bir şey gelmiyor. Rüyanda onu görüyorsun ,gördüğün anda uyanıveriyorsun  ve tekrardan onu görebilmek için uykuya dalmaya çalışıyorsun . Ama artık o gitti. O rüyadan uyandın. Onun yokluğunda alkole,sigaraya vermişsin kendini. Dumanı her içine çekişinde dudaklarının arasından çıkan dumanda onu hayal ediyorsun. Sonra o da havayla karışıyor ve kayboluyor. Sonra bir daha yakıyorsun bu sefer daha derin çekiyorsun içine yine nefesinden bıraktığında o dumanda tekrardan onu görüyorsun. Ve yine yok oldu. Bazen onunla aynı gökyüzüne bakabildiğin için bile şükrediyorsun. Onunla aynı şehrin sokaklarını,kaldırımlarını paylaştığın için mutluluk duyuyorsun. Onunla el ele yürüdüğün caddelerden ellerin cebinde geçiyorsun ,tek başınasın ama o yanında. Ne güzel söylemiş şarkıda ''Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar,yeryüzünde sizin kadar yalnızım.
Bir haykırsam belki duyulur sesim
Ben yalnızım,ben yalnızım,yalnızım..''
Şarkılar ne de güzel özetliyorlar hislerimizi değil mi ? Bazen radyoda bir şarkıya denk geliyorsun. Aslında her zaman dinlediğin bir şarkı ama o an öyle hissediyorsun ki o sözler bütün hislerine tercüman oluyor. Zaten şarkıların sözlerine hep üzgün olduğumuz zamanlarda odaklanmıyor muyuz?
Mutlu olduğumuzda sadece şarkının ritmine ayak uyduruyoruz. 
   İlk zamanlar çok acı çekiyoruz ama zaman geçtikçe o acıya da alışıyor insan. Daha sonra o alışılmışlık hissine bile alışıyorsun. Bir zaman sonra hissizleşiyorsun . Her şey anlamsız gelmeye başlıyor. Sana anlatılanları dinlemiyorsun,sorulan soruları cevapsız bırakıyorsun. Eskiden attığın kahkahaları atamıyorsun. Çünkü herşey anlamsız geliyor. Bütünüyle anlamsız buluyorsun herşeyi . Ama bir gün herşey gerçek anlamına kavuşacak .Bunun inancı ve ümidiyle gökyüzüne bakmaya devam edeceğim.. 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yeniden Burada

İşte yine her zamanki yerimdeyim. Güzel Bursa manzarama bakıyorum. Uzun zaman olmuştu şehri böyle uzaktan izlemeyeli. Çok şey değişmiş gibi duruyor buradan bakınca. Tabi en çok da ben.. İnsan her seferinde aynı yerden defalarca kez kırılabilir mi? Kırılıyor işte. İçimdeki inanç ve güven duygusunu kaybettim. Yıllardır hissetmiş olduğum bu hisler peşimi hiç ama hiç bırakmadı. Belkide mutluluğu haketmiyorumdur. Ya da en çok ben hakediyorumdur fakat mutlu olmayı bilmiyorumdur?? Kalbim o kadar kırıkki  ben ise hala o kırık parçaların üstünde çıplak ayaklarla kanaya kanaya yürüyorum. Böyle nasıl anlatsam göğsümün derinlerinde uzun zamandır hareketsiz kalmış bir volkan var, püskürtmeyi bekliyor içindeki ateşi. Ama benim ateşim sadece beni yakıyor. Önceden sık sık yazılar yazardım bu bloga, yazacak şey de bulurdum bütün duygularımı dökerdim. Bu yazmadığım sürelerde her şey içimde birikti. Böylesi daha zormuş insanın konuşmaması. Sahi konuşamamak, anlatamamak, anlaşılmamak ne zor bir şey mi...

Öfke

Yoruldum. Çok yoruldum. Çok üzgünüm. Çok fazla üzgünüm. Kendimi o kadar çaresiz o kadar paramparça hissediyorumki. O kadar yarım o kadar eksiğim ki. Tamamlayamıyorum içimdeki boşluğu. Ağlamak istiyorum bağıra bağıra ne varsa içimde kusmak istiyorum. Anneme babama çok öfke doluyum içimde koskoca bir enkaz bıraktıkları için. Beni bu hale soktukları için en çok onlara kızgınım. Hayata kızgınım. Ben mutlu olmayı bile bilmiyorum. Ben doğru sevgi nedir bunu bile bilmiyorum. Çekirdekten öğrenmez mi bir çocuk huzuru sevgiyi mutluluğu. Ben bunları görmedim ki. Ben evindeki kaostan kurtulmaya çalışan huzuru dışarıda arayan cahil bir çocuktum sadece. Benim kimse elimden tutmadı ki. Kimse yanımda olmadı. Herkes var olduğunu sandı. Ben sağlıklı iletişim kurmayı bile öğrenemedim. Hiç istemediğim asla öyle olmayacağım dediğim ne varsa aynı o karaktere büründüm. Yoruldum. Anlaşılmamaktan. Doğru sevgiyi gördüğümde bile vücudum ters tepki veriyor. Herkese herşeye tepkisel yaklaşıyorum. En çok zararı ken...

KABULLENİŞ

   Anlamadınız! Hiç biriniz gülüşlerimin arkasındaki hüznü görmediniz. Kaçışlarımı anlamadınız. Neden kaçtığımı, neyden kaçtığımı bilmediniz. Ya da farkedemediniz. Belki de bunun için çabalamak istemediniz zaten böylesi de işinize geldi. İçimden hiç birinizle konuşmak gelmedi. Anlatmayı istemedim. Çünkü anlatsam da sadece tek bir saat benimle birlikte üzülecek ah vah edeceksiniz. Sonra hayatınıza devam edeceksiniz. Peki ya ben?    Yoruldum. Hepinizden, herşeyden, herkesten..Neden yorulduğumu anlatmaya bile takatim yok. Üzülüyorum. Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi bi acı var içimde. Tarifini yapamadığım, koskoca boşluk bi his.. Daha yirmili yaşlarımın ortasında hayata dair bütün heveslerim yok olmuş. İnsanlığa karşı bütün inancım yok olmuştu. Anlaşılamamak.. meğer anlaşılamamak, diğer bütün o kötü hislerden daha kötüymüş. Bunu kendimi anlatmak için çırpınırken ruhumu parçaladığımda anladım. Beni buralara uzun zamandır getirmeyen şey ne ise uçup gitti. Özlemişim yazarke...