Kalbimi kopardılar kim bilir kaç kez,hiç hakkım yok kızmaya biliyorum.Belki de acısından beslendim Aşkın. Bu yüzden her seferinde hüsrana uğruyorum. Bazen sadece oturup bunu düşünüyorum. Bir insan her defasında aynı yerinden kırılabilir mi? Kırılıyormuş işte..Umutla,mutlulukla,sevgiyle başladığım şey yerini mutsuzluğa,umutsuzluğa,korkuya bırakıyor. Karşıdakine kızmamak gerek. Ben izin veriyorum onun beni bu kadar kırabilmesine. Evet tek suçlu benim . Kalbimi kendi ellerimle alıp onun avucunun içine bırakıyorum. Her seferinde aynı hataya düşüyoruz hepimiz değil mi ? Bir umutla,sevinçle başlıyoruz bir şeylere sanıyoruz ki her şey çok güzel olacak.Ama öyle olmuyor işte. Biz hatayı fazla değer vererek ,fazla kıymet göstererek yapıyoruz .Hani derler ya kaçan kovalanır . Biz hep kovalayan taraf olduk. Aslında biz birilerini kovalarken arkamızdakileri farkedemedik yani bizim kovaladığımız gibi aynı şekilde bizi kovalayanlardan kaçtık. Çünkü çok daha hoş gelir insana ulaşılmaz,imkansız olan.Ulaşılamayanı seçtiğimiz için, hem belkide bizi tahmin edeceğimizden daha fazla mutlu edecek insanları, hem de kendimizi üzdük değmeyecekler için. Kadere inanın,inancınızı asla kaybetmeyin. Yaptığınız hataları unutmayın,unutmayın ki gerçek aşkınız karşınıza çıktığında aynı şeyleri yapmayın . Ve asıl unutmamanız gereken bir şey o kişi bir yerlerde .. :) Ve sizi bekliyor,sizin de onu beklediğiniz gibi . En kısa sürede buluşmanız dileğiyle ...
İşte yine her zamanki yerimdeyim. Güzel Bursa manzarama bakıyorum. Uzun zaman olmuştu şehri böyle uzaktan izlemeyeli. Çok şey değişmiş gibi duruyor buradan bakınca. Tabi en çok da ben.. İnsan her seferinde aynı yerden defalarca kez kırılabilir mi? Kırılıyor işte. İçimdeki inanç ve güven duygusunu kaybettim. Yıllardır hissetmiş olduğum bu hisler peşimi hiç ama hiç bırakmadı. Belkide mutluluğu haketmiyorumdur. Ya da en çok ben hakediyorumdur fakat mutlu olmayı bilmiyorumdur?? Kalbim o kadar kırıkki ben ise hala o kırık parçaların üstünde çıplak ayaklarla kanaya kanaya yürüyorum. Böyle nasıl anlatsam göğsümün derinlerinde uzun zamandır hareketsiz kalmış bir volkan var, püskürtmeyi bekliyor içindeki ateşi. Ama benim ateşim sadece beni yakıyor. Önceden sık sık yazılar yazardım bu bloga, yazacak şey de bulurdum bütün duygularımı dökerdim. Bu yazmadığım sürelerde her şey içimde birikti. Böylesi daha zormuş insanın konuşmaması. Sahi konuşamamak, anlatamamak, anlaşılmamak ne zor bir şey mi...
Yorumlar
Yorum Gönder