Ana içeriğe atla

Elbet Bir Gün

Kalbimi kopardılar kim bilir kaç kez,hiç hakkım yok kızmaya biliyorum.Belki de acısından beslendim Aşkın. Bu yüzden her seferinde hüsrana uğruyorum. Bazen sadece oturup bunu düşünüyorum. Bir insan her defasında aynı yerinden kırılabilir mi? Kırılıyormuş işte..Umutla,mutlulukla,sevgiyle başladığım şey yerini mutsuzluğa,umutsuzluğa,korkuya bırakıyor. Karşıdakine kızmamak gerek. Ben izin veriyorum onun beni bu kadar kırabilmesine. Evet tek suçlu benim . Kalbimi kendi ellerimle alıp onun avucunun içine bırakıyorum. Her seferinde aynı hataya düşüyoruz hepimiz değil mi ? Bir umutla,sevinçle başlıyoruz bir şeylere sanıyoruz ki her şey çok güzel olacak.Ama öyle olmuyor işte. Biz hatayı fazla değer vererek ,fazla kıymet göstererek yapıyoruz .Hani derler ya kaçan kovalanır . Biz hep kovalayan taraf olduk. Aslında biz birilerini kovalarken arkamızdakileri farkedemedik yani bizim kovaladığımız gibi aynı şekilde bizi kovalayanlardan kaçtık. Çünkü çok daha hoş gelir insana ulaşılmaz,imkansız olan.Ulaşılamayanı seçtiğimiz için, hem belkide bizi tahmin edeceğimizden daha fazla mutlu edecek insanları, hem de kendimizi üzdük değmeyecekler için. Kadere inanın,inancınızı asla kaybetmeyin. Yaptığınız hataları unutmayın,unutmayın ki gerçek aşkınız karşınıza çıktığında aynı şeyleri yapmayın . Ve asıl unutmamanız gereken bir şey o kişi bir yerlerde .. :) Ve sizi bekliyor,sizin de onu beklediğiniz gibi . En kısa sürede buluşmanız dileğiyle ...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yeniden Burada

İşte yine her zamanki yerimdeyim. Güzel Bursa manzarama bakıyorum. Uzun zaman olmuştu şehri böyle uzaktan izlemeyeli. Çok şey değişmiş gibi duruyor buradan bakınca. Tabi en çok da ben.. İnsan her seferinde aynı yerden defalarca kez kırılabilir mi? Kırılıyor işte. İçimdeki inanç ve güven duygusunu kaybettim. Yıllardır hissetmiş olduğum bu hisler peşimi hiç ama hiç bırakmadı. Belkide mutluluğu haketmiyorumdur. Ya da en çok ben hakediyorumdur fakat mutlu olmayı bilmiyorumdur?? Kalbim o kadar kırıkki  ben ise hala o kırık parçaların üstünde çıplak ayaklarla kanaya kanaya yürüyorum. Böyle nasıl anlatsam göğsümün derinlerinde uzun zamandır hareketsiz kalmış bir volkan var, püskürtmeyi bekliyor içindeki ateşi. Ama benim ateşim sadece beni yakıyor. Önceden sık sık yazılar yazardım bu bloga, yazacak şey de bulurdum bütün duygularımı dökerdim. Bu yazmadığım sürelerde her şey içimde birikti. Böylesi daha zormuş insanın konuşmaması. Sahi konuşamamak, anlatamamak, anlaşılmamak ne zor bir şey mi...

Öfke

Yoruldum. Çok yoruldum. Çok üzgünüm. Çok fazla üzgünüm. Kendimi o kadar çaresiz o kadar paramparça hissediyorumki. O kadar yarım o kadar eksiğim ki. Tamamlayamıyorum içimdeki boşluğu. Ağlamak istiyorum bağıra bağıra ne varsa içimde kusmak istiyorum. Anneme babama çok öfke doluyum içimde koskoca bir enkaz bıraktıkları için. Beni bu hale soktukları için en çok onlara kızgınım. Hayata kızgınım. Ben mutlu olmayı bile bilmiyorum. Ben doğru sevgi nedir bunu bile bilmiyorum. Çekirdekten öğrenmez mi bir çocuk huzuru sevgiyi mutluluğu. Ben bunları görmedim ki. Ben evindeki kaostan kurtulmaya çalışan huzuru dışarıda arayan cahil bir çocuktum sadece. Benim kimse elimden tutmadı ki. Kimse yanımda olmadı. Herkes var olduğunu sandı. Ben sağlıklı iletişim kurmayı bile öğrenemedim. Hiç istemediğim asla öyle olmayacağım dediğim ne varsa aynı o karaktere büründüm. Yoruldum. Anlaşılmamaktan. Doğru sevgiyi gördüğümde bile vücudum ters tepki veriyor. Herkese herşeye tepkisel yaklaşıyorum. En çok zararı ken...

KABULLENİŞ

   Anlamadınız! Hiç biriniz gülüşlerimin arkasındaki hüznü görmediniz. Kaçışlarımı anlamadınız. Neden kaçtığımı, neyden kaçtığımı bilmediniz. Ya da farkedemediniz. Belki de bunun için çabalamak istemediniz zaten böylesi de işinize geldi. İçimden hiç birinizle konuşmak gelmedi. Anlatmayı istemedim. Çünkü anlatsam da sadece tek bir saat benimle birlikte üzülecek ah vah edeceksiniz. Sonra hayatınıza devam edeceksiniz. Peki ya ben?    Yoruldum. Hepinizden, herşeyden, herkesten..Neden yorulduğumu anlatmaya bile takatim yok. Üzülüyorum. Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi bi acı var içimde. Tarifini yapamadığım, koskoca boşluk bi his.. Daha yirmili yaşlarımın ortasında hayata dair bütün heveslerim yok olmuş. İnsanlığa karşı bütün inancım yok olmuştu. Anlaşılamamak.. meğer anlaşılamamak, diğer bütün o kötü hislerden daha kötüymüş. Bunu kendimi anlatmak için çırpınırken ruhumu parçaladığımda anladım. Beni buralara uzun zamandır getirmeyen şey ne ise uçup gitti. Özlemişim yazarke...